Lady Gaga Kimdir?

Lady Gaga ya da Stefani Joanne Angelina Germanotta (doğum tarihi. 28 Mart 1986), bilinen adıyla Lady Gaga, Amerikalı şarkıcı, şarkı yazarı ve oyuncu. Gençlik yıllarında şarkılar yazdı, açık mikrofon toplantılarında çaldı ve lise oyunlarında performans sergiledi. Ayrıca müzik kariyerine odaklanmak için eğitimini yarıda bırakmadan önce CAP21’da öğrenim gördü. Anlaşma yaptığı Def Jam Recordings’ten çıkarıldıktan sonra Sony/ATV Music Publishing’de şarkı yazarı olarak görev aldı. Orada Gaga’nın vokal yeteneklerini beğenen şarkıcı Akon, 2007’de Gaga’nın Interscope Records ve kendi şirketi KonLive Distribution ile ortak bir anlaşma imzalamasına yardımcı oldu. Gaga, 2008’de yayımladığı ilk stüdyo albümü The Fame ve albümden çıkan “Just Dance” ve “Poker Face” gibi dünya genelindeki listelerde bir numara olan single’lar ile ünlendi. Ardından 2009’da yayımladığı The Fame Monster adlı EP, benzer başarılar yakaladı ve “Bad Romance”, “Telephone” ve “Alejandro” single’larına yer verdi.

Gaga’nın ikinci albümü Born This Way, 2011’de yayımlandı ve ilk haftasında bir milyonun üzerinde satış yaptığı ABD dâhil yirmiden fazla ülkede listelerin zirvesinde yer aldı. Albüme adını veren şarkı, bir haftadan kısa süre içerisinde bir milyondan fazla indirilerek iTunes’ta en hızlı satan şarkı oldu. 2013’te yayımladığı üçüncü albümü Artpop, ABD listelerinde bir numara oldu ve “Applause” single’ına yer verdi. 2014’te Tony Bennett ile birlikte yayımladığı Cheek to Cheek adlı caz albümü, Gaga’nın ABD’de art arda bir numara olan üçüncü albümü oldu. American Horror Story: Hotel dizisindeki performansıyla 2016’da En İyi Kadın Oyuncu Altın Küre Ödülü aldı. Beşinci stüdyo albümü Joanne (2016) ile 2010’larda ABD’de bir numarada yer almış dört albümü olan ilk kadın oldu.

Ocak 2016 itibarıyla dünya genelinde 27 milyon albüm ve 146 milyon single satışı gerçekleştiren Gaga, tüm zamanların en çok satan sanatçılarından biridir. Başarıları arasında pek çok Guinness Dünya Rekoru, üç Brit Ödülü, altı Grammy Ödülü ve Songwriters Hall of Fame ile Council of Fashion Designers of America tarafından verilen ödüller bulunmaktadır. Gaga, Billboard’un Yılın Sanatçısı listelerinde ve Forbes’un güç ve kazanç sıralamalarında yer almaktadır. 2012’de VH1’ın Müzikteki En Büyük Kadınlar listesinde dördüncü sırada yer aldı, 2013’te Time’ın son on yılın en etkili insanları ile ilgili düzenlediği okuyucu anketinde ikinci oldu ve 2015’te Billboard tarafından Yılın Kadını seçildi. Mesleğinin yanı sıra aralarında LGBT hakları ile gençlerin güçlendirilmesi ve zorbalıkla mücadele amacıyla kurduğu kâr amacı gütmeyen Born This Way Foundation’ın bulunduğu çeşitli hayırseverlik ve sosyal aktivizm çalışmaları yürütmektedir.

lady gaga
lady gaga

 

Hayatı ve kariyeri

1986-2004: İlk dönem
Stefani Joanne Angelina Germanotta, 28 Mart 1986’da Upper East Side, Manhattan’daki Lenox Hill Hastanesi’nde Katolik bir ailenin kızı olarak doğdu. Cynthia Louise “Cindy” (kızlık soyadı Bissett) ve İnternet girişimcisi Joseph Anthony “Joe” Germanotta, Jr.’ın en büyük kızıdır. %75 oranında İtalyan kökleri bulunan Germanotta’nın Kanadalı Fransız kökleri de vardır. Kız kardeşi Natali moda öğrencisidir. Manhattan’ın Upper West Side bölgesinde yetişen Germanotta, annesinin iletişim sektöründe sabah sekizden akşam sekize kadar çalıştığını, babasının da işte çok zaman harcadığını ifade etmektedir. Germanotta, on bir yaşından itibaren Manhattan’ın Upper East Side bölgesindeki özel bir Roma Katoliği kız okulu olan Kutsal Kalp Manastırı’na gitti. Lisedeki öğrenim yıllarını “çok çalışkan, çok disiplinli” ama “biraz da güvensiz” olarak tanımlayan Germanotta, bu dönemi hakkında daha sonraları “Ya çok kışkırtıcı ya da çok tuhaf olduğum için alay konusu olurdum, ben de daha az göze batmaya çalıştım. Uyum sağlayamadım ve kendimi ucube gibi hissettim.” ifadelerini kullandı. Piyano çalmaya dört yaşında başlayan Germanotta, ilk piyano baladını on üç yaşında yazdı ve on dört yaşında açık mikrofon akşamlarında piyano performansı sergilemeye başladı. Aralarında Gönül Yolu’ndaki (Guys and Dolls) Adelaide ve Aptallar Şehri’ndeki (A Funny Thing Happened on the Way to the Forum) Philia olmak üzere lisedeki müzikallerin başrollerinde oynadı. Ayrıca The Sopranos dizisinin 2001’deki “The Telltale Moozadell” adlı bölümünde küçük bir rol olan afacan öğrenci rolünü üstlendi ve New York’taki gösterilerin seçmelerine katılıp başarısız oldu. Bunun yanında Lee Strasberg Theatre and Film Institute’ta on yıl boyunca metot oyunculuğu dersleri aldı.

Liseyi bitirdikten sonra New York Üniversitesi’nin müzikal tiyatro konservatuvarı olan Collaborative Arts Project 21’a (CAP21) başvurdu. On yedi yaşında, erken kabul edilen yirmi öğrenciden biri olarak üniversitenin yurdunda kalmaya başladı. Şarkı sözü yazma yeteneğini geliştirmeye ek olarak sanat, din, sosyal sorunlar ve politika konularında kompozisyonlar ve pop sanatçıları Spencer Tunick ve Damien Hirst üzerine bir tez yazdı. Germanotta ayrıca pek çok rol için seçmelere katıldı ve 2005’te MTV’nin Boiling Points adlı reality şovunda yer aldı.

lady gaga guncel
lady gaga guncel

2005-07: Kariyer başlangıcı
Germanotta, on dokuz yaşında müzik kariyerine odaklanmaya karar verdi ve öğreniminin ikinci yılının ikinci döneminde CAP21’dan ayrıldı. 2005 yazına doğru Rivington Street’te bir daireye yerleşen Germanotta, hip-hop şarkıcısı Grandmaster Melle Mel ile Cricket Casey tarafından yazılan bir çocuk kitabı olan The Portal in the Park’ın sesli kitabı için birkaç şarkı kaydetti. Ayrıca New York Üniversitesi’nden arkadaşlarıyla Stefani Germanotta Band (SGBand) adında bir grup kurdu. New York’taki çeşitli mekânlarda sahne alan grup, Lower East Side’daki kulüplerin demirbaşı olmaya başladı. The Cutting Room’daki 2006 Songwriters Hall of Fame New Songwriters Showcase’ten sonra Germanotta, yetenek avcısı Wendy Starland tarafından müzik yapımcısı Rob Fusari’ye önerildi. Fusari’nin iş birliği yaptığı Germanotta, her gün New Jersey’ye gidip yazdığı şarkıların üzerinde çalıştı ve yapımcısıyla yeni şarkılar hazırladı. Fusari, Mayıs 2006’da Germanotta ile bir ilişkiye başladığını ve “Lady Gaga” lakabını Queen şarkısı “Radio Ga Ga”dan esinlenerek bulduğunu söylemektedir. Germanotta, Fusari’den “Lady Gaga” yazan bir mesaj aldığında kendisine bir sahne adı bulmaya çalışıyordu.

Fusari ve Gaga bir süre sonra Team Lovechild adlı bir şirket kurdular ve kaydettikleri elektropop şarkılarını müzik endüstrisi patronlarına yolladılar. Def Jam Recordings’in A&R bölümünün başı Joshua Sarubin, olumlu görüş bildirdi ve patronu Antonio “L.A.” Reid ile anlaştıktan sonra Gaga, Eylül 2006’da Def Jam ile sözleşme imzaladı.  Fakat üç ay sonra şirketten çıkarıldı; hayatının bu dönemi daha sonra 2011’de çıkaracağı “Marry the Night” single’ının klibine esin kaynağı olacaktı. Noel için ailesinin yanına ve Lower East Side’ın gece hayatına dönen Gaga; yeni burlesk gösterileri sergilemek, barlarda üzerinde bikiniyle go-go dansı yapmak gibi işlerle uğraşıyor ve bu dönemde uyuşturucu maddeler kullanıyordu. Fusari ile olan ilişkisi de Ocak 2007’de sona erdi.

Bu süreçte Gaga, sahnedeki kişiliğine şekil vermesine yardım eden performans sanatçısı Lady Starlight ile karşılaştı. SGBand gibi ikili kısa zamanda aralarında Mercury Lounge, The Bitter End ve Rockwood Music Hall’un da bulunduğu kulüplerde sahneye çıkmaya başladı. 1970’lerin müziğini gerçeğe en yakın hâliyle sunan “Lady Gaga and the Starlight Revue” adlı canlı performansları “The Ultimate Pop Burlesque Rockshow” olarak lanse edildi.  Kısa süre sonra ikili, Ağustos 2007’deki Lollapalooza müzik festivaline davet edildi. Gösteri eleştirmenlerce beğenildi ve olumlu tepkiler aldı. Başlangıçta avangart elektronik dans müziğine odaklanan Gaga, müzikal nişini pop melodileri ile David Bowie ve Queen’in glam rockını kendi müziğine kattığında buldu. Gaga ve Starlight şarkı söylemekle meşgulken yapımcı Rob Fusari, Gaga ile birlikte yaptıkları şarkıların üzerinde çalışmaya devam eti. Fusari bu şarkıları, arkadaşı da olan yapımcı Vincent Herbert’a gönderdi. Herbert, şarkıcıyı hemen Interscope Records’ın bir markası olan ve 2007’de kurulan kendi şirketi Streamline Records’ın kadrosuna kattı. İlerleyen yıllarda Gaga, Herbert’tan kendisini keşfeden kişi olarak bahsedecek ve “Sanırım pop tarihini yazdık ve yazmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullanacaktı. Sony/ATV Music Publishing tarafından satın alınmadan önce Famous Music Publishing’de acemi şarkı sözü yazarı olarak staj yaptıktan sonra Gaga, Sony/ATV ile sözleşme imzaladı. Bunun sonucunda Britney Spears, New Kids on the Block, Fergie ve The Pussycat Dolls için şarkı yazması için işe alındı. Interscope’ta şarkıcı ve şarkı yazarı Akon, Gaga’nın ses yeteneğini stüdyoda kendi şarkılarından biri için kayıt yaparken fark etti. Akon daha sonra Interscope Geffen A&M Başkanı ve CEO’su Jimmy Iovine’i, Gaga’yla aynı anda kendi şirketi KonLive’da kalması şartıyla ortak sözleşme imzalaması için ikna etti.

2007’nin sonuna doğru Gaga, şarkı yazarı ve yapımcı RedOne ile tanıştı.[42] Gaga, RedOne ile ilk albümü için bir hafta stüdyoda kayıt yaparak iş birliği yaptı. Diğer taraftan Interscope’un bir markası olan, yapımcı ve söz yazarı Martin Kierszenbaum tarafından kurulan Cherrytree Records’a katıldı ve Kierszenbaum ile dört şarkı yazdı.

lady gaga
lady gaga

2008-10: The Fame ve The Fame Monster
2008’de Gaga, ilk stüdyo albümü üzerinde çalışmak için Los Angeles’a taşındı ve Andy Warhol’un Factory’sine benzeyen Haus of Gaga adlı kendi yaratıcı ekibini kurdu. Gaga’nın ilk stüdyo albümü The Fame, 19 Ağustos 2008’de yayımlandı ve olumlu tepkiler aldı. Eleştirmenler albümün Def Leppard baterileri ve alkışları ile urban müziğin metal baterilerinin, 1980’lerin elektropopunun ve dans müziği ile belirgin hookların birleşmesinden oluştuğunu belirttiler.  Albüm; Almanya, Avusturya, Birleşik Krallık, İrlanda, İsviçre ve Kanada listelerinde bir numara olurken ABD, Avustralya ve on beş ülkenin listesinde ilk beşe girdi. İlk iki single “Just Dance” ve “Poker Face”, dünya genelinde ticari başarı yakaladı. “Poker Face”, 52. Grammy Ödülleri’nde En İyi Dans Kaydı dalında, The Fame ise En İyi Dans/Elektronika Albümü dalında ödül aldı. Albümden ayrıca başarı yakalayan “Eh, Eh (Nothing Else I Can Say)”, “LoveGame” ve “Paparazzi” single’ları yayımlandı.

Gaga, 2009’da The Pussycat Dolls’un Avrupa ve Okyanusya’daki Doll Domination Tour adlı turnesinin açılış sanatçısı olduktan sonra 2009’un Mart ve Eylül ayları arasında gerçekleşen ilk dünya turnesi The Fame Ball Tour’u başlattı. Dünyayı dolaşırken Kasım 2009’da sekiz şarkılık bir EP olan The Fame Monster’ı yayımladı. Albümün çıkış single’ı “Bad Romance” on sekiz ülkede listelerin zirvesine çıkarken ABD, Avustralya ve Yeni Zelanda’da ilk ikiye girdi ve En İyi Kadın Pop Vokal Performansı ile En İyi Video Klip kategorilerinde ödül kazandırdı.  Albümden daha sonra “Telephone” (Beyoncé ile düet) ve “Alejandro” single’ları yayımlandı. Bunlardan ilki Gaga’nın Birleşik Krallık’taki dördüncü bir numaralı single’ı olurken ikincisinin video klibi dinî tartışmalara yol açtı. Video klipleri etrafında dönen tartışmalara rağmen Gaga, video paylaşım sitesi YouTube’da videoları toplamda bir milyar izlenen ilk sanatçı oldu. 2010 MTV Video Müzik Ödülleri’nde aday gösterildiği on üç kategoriden sekizini kazandı. “Bad Romance” ile ödül aldığı Yılın Video Klibi kategorisinde “Telephone” da aday gösterildiği için bu ödüle aynı anda iki kez aday gösterilen ilk kadın sanatçı oldu. Ayrıca The Fame Monster, 53. Grammy Ödülleri’nde En İyi Pop Vokal Albüm dalında ödül aldı. 2010 derlemesi The Remix, Gaga’nın Cherrytree Records ile çıkarttığı son albüm oldu. Forbes, Celebrity 100 ve Dünyanın En Güçlü Kadınları listelerinde Gaga’ya yer vermeye 2010’da başladı ve sanatçıyı sırasıyla dördüncü ve yedinci sıraya koydu.

The Fame Monster’ın başarısı Gaga’nın albümün çıkışından birkaç hafta ve The Fame Ball Tour’un bitiminden birkaç ay sonra ikinci dünya turnesi The Monster Ball Tour’u başlatmasına neden oldu. Mayıs 2011’de sona eren, eleştirmenlerin beğendiği ve ticari olarak başarılı olan turne bir buçuk yıldan fazla sürerken $227,4 milyon hasılatla tüm zamanların en çok hasılat yapan turnelerinden biri oldu. New York’ta Madison Square Garden’daki konserler HBO’da Lady Gaga Presents the Monster Ball Tour: At Madison Square Garden adlı programda gösterildi.  Gaga ayrıca albümden şarkıları, aralarında Birleşik Krallık Kraliçesi II. Elizabeth’in de katıldığı 2009 Royal Variety Performance, Elton John ile piyano düeti yaptığı 52. Grammy Ödülleri ve Gaga’nın üç ödülle ayrıldığı 2010 BRIT Ödülleri’nin bulunduğu uluslararası etkinliklerde seslendirdi.[68] Ayrıca Michael Jackson’ın Londra’da The O2 Arena’daki This Is It konserlerinde açılış sanatçısı olsa da, Jackson’ın hayatını kaybetmesi üzerine etkinlikler iptal edildi.

2009’da Gaga, Monster Cable Products firmasıyla Heartbeats adında, üstü mücevherlerle kaplı bir kulaklık yapmak için çalışmalara başladı. Ocak 2010’da Polaroid adlı şirketin yaratıcı yönetmeni olan Gaga, ilk üçlü yeni ürün olan Grey Label’ı 2011 Consumer Electronics Show adlı elektronik fuarında tanıttı. Eski yapımcısı ve eski erkek arkadaşı Rob Fusari, Gaga ile olan iş birliği nedeniyle sanatçının yapım şirketinin gelirlerinden %20 pay iddia etti ve Mermaid Music LLC aleyhine dava açtı. New York Yüksek Mahkemesi davayı ve Gaga’nın açtığı karşı davayı reddetti. Bu çekişmeye ek olarak Gaga’ya sistemik lupus eritematozus teşhisi kondu ama semptomlardan etkilenmediği iddia edildi. Larry King ile yaptığı bir röportajda Gaga, semptomlardan kaçınmayı ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeyi umduğunu belirtti.

lady gaga
lady gaga

2011-14: Born This Way, Artpop ve Cheek to Cheek

Gaga, Şubat 2011’de “Born This Way”i aynı adlı ikinci stüdyo albümünün çıkış single’ı olarak yayımladı. Billboard Hot 100 listesine ilk sıradan giren şarkı, liste tarihinin bininci bir numaralı single’ı oldu. İkinci single “Judas” pek çok büyük müzik marketin listelerinde ilk ona girerken “The Edge of Glory”, dijital mağazalarda başarı yakalamasının ardından single olarak yayımlandı. 23 Mayıs 2011’de yayımlanan Born This Way, ABD’de ilk haftasında 1,108 milyon kopya satarak Billboard 200 listesine bir numaradan giriş yaptı ve yirmiden fazla ülkede liste başı oldu. Dünya genelinde sekiz milyondan fazla satışa ek olarak Born This Way, Gaga’nın üçüncü kez art arda aday gösterildiği Yılın Albümü dâhil üç Grammy Ödülü’ne aday gösterildi. Albümün sonraki single’ları “Yoü and I” ve “Marry the Night” ise önceki single’ların yakaladığı uluslararası başarının gerisinde kaldı. Temmuz 2011’de “Yoü and I”ın klip çekimleri sırasında Gaga, oyuncu ve model Taylor Kinney ile tanıştı. İkili kısa süre içinde çıkmaya başladı. Born This Way albümüne destek niteliği taşıyan The Born This Way Ball adlı turne, 27 Nisan 2012’de başladı ve Şubat 2013’te sona erdi. Fakat sağ kalçasındaki yırtıktan dolayı Gaga, turnenin kalan gösterilerini iptal etti.  Kısa süre sonra kalça ameliyatı geçirdiğini ve iyileşmekte olduğunu doğruladı. Gaga’nın PPL tarafından Birleşik Krallık’ta 2011’in en çok çalınan ikinci sanatçısı olduğu açıklandı. Aynı yıl Gaga, $90 milyon kazancıyla Celebrity 100 listesinin zirvesine oturdu ve Dünyanın En Güçlü Kadınları listesinde on birinci sırada yer alarak en yüksek sırayı elde eden sanatçı oldu. Mart 2012’de, Born This Way satışları ve The Monster Ball Tour geliri dâhil $25 milyon kazançla Billboard’un en çok kazananlar listesinde dördüncü sırada yer aldı.

Bu dönemde, Tony Bennett ile “The Lady Is a Tramp” şarkısının caz versiyonunu kaydetti ve animasyon filmi Gnomeo & Juliet için Elton John ile düet yaptı. Sydney Town Hall’da Born This Way’i tanıtmak için ve eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın 65. doğum günü kutlamaları dolayısıyla tek sefere mahsus sahne aldı; Marilyn Monroe’yu anımsatan sarı bir perukla “Yoü and I”ı seslendirdi. Televizyon performansları arasında eleştirmenlerce beğenilen, 5,749 milyon Amerikalı tarafından izlenen ve dördüncü EP’si A Very Gaga Holiday’in yayımlanmasına yol açan A Very Gaga Thanksgiving adlı Şükran Günü özel yayını yer aldı. Mayıs 2012’de Gaga, Simpsonlar’ın 23. sezonunun final bölümü “Lisa Goes Gaga”da animasyon hâliyle konuk oyuncu oldu. Ayrıca Bennett’in The Zen of Bennett (2012) adlı belgeselinde yer aldı. Bir sonraki ay, Coty, Inc. ile birlikte hazırladığı ve Eylül 2012’de dünya genelinde satışa sunulan ilk parfümü Lady Gaga Fame’in duyurusunu yaptı.

2012’nin başında, yapımcı Fernando Garibay ile çalışırken üçüncü stüdyo albümü Artpop’ta yer alacak şarkıların gelişmeye başladığını duyurdu. Albüm çalışmaları The Born This Way Ball turnesi sırasında da devam etti.  Niyetinin dinleyicilerine “gerçekten iyi zaman geçirtmek” olduğunu belirten sanatçı, albümü “kulüpte geçirilen bir gece” gibi tasarladığını belirtti. Artpop, Kasım 2013’te yayımlandı. Eleştirmenlerin karışık tepkisine rağmen, Billboard 200 listesine ilk sıradan giriş yaptı ve Temmuz 2014 itibarıyla 2,5 milyon kopya sattı. Albümden yayımlanan “Applause” ve R&B şarkıcısı R. Kelly ile düet yapılan “Do What U Want” single’ları ticari başarılar yakaladı.  Üçüncü single “G.U.Y.” ise Gaga’nın listelerde en az başarı gösteren single’ı oldu. Mayıs 2014’te Gaga, konseptini ArtRave tanıtım etkinliğinden alan ArtRave: The Artpop Ball adlı turneye çıktı. $83 milyon hasılat elde eden turne, The Born This Way Ball turnesinin iptal edildiği şehirler ile şarkıcının daha önce ziyaret etmediği şehirlere uğradı. Bu arada Gaga, uzun zaman menajerliğini yapan Troy Carter ile “yaratıcılık farklılıkları” nedeniyle yollarını ayırdı ve Haziran 2014’te yeni menajeri Bobby Campbell ile birlikte Live Nation Entertainment’ın sanatçı yönetim bölümü olan Artist Nation’a katıldı. Gaga, Forbes’un En Çok Kazanan 30 Yaş Altı Ünlüler listesinde zirvede yer alırken Celebrity 100 listesinde ve Time’ın son on yılın en etkili insanları ile ilgili düzenlediği okuyucu anketinde ikinci oldu.

Gaga, Robert Rodriguez’in yönettiği Ustura Dönüyor (2013) adlı filmde rol aldı. Eleştirel ve ticari açıdan başarısız olan filmdeki performansından ötürü En Kötü Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Altın Ahududu Ödülü’ne aday gösterildi. Ayrıca Saturday Night Live’ın 16 Kasım 2013’teki bölümünün sunucusu olan sanatçı, “Do What U Want” (Kelly ile birlikte) ve “Gypsy”yi seslendirdi. 28 Kasım’da ise ABC’de Lady Gaga and the Muppets’ Holiday Spectacular adlı kendisinin ikinci Şükran Günü özel televizyon yayınını yaptı. Yine bir Robert Rodriguez filmi olan ve 22 Ağustos 2014’te vizyona giren Günah Şehri: Uğruna Öldürülecek Kadın’da cameo görüntüsüyle yer aldı.  “Lady Gaga For Versace” adlı kampanya ile Versace’nin 2014 ilkbahar-yaz sezonunun yüzü oldu.

2014’te Amerikalı caz şarkıcısı Tony Bennett ile iş birliği yaptı ve Cheek to Cheek adlı bir caz albümü yayımladı. Albümün gerisindeki esin kaynağını şöyle açıkladı: “Cheek to Cheek, Tony ile yıllar içinde kurduğum uyumlu dostluk ve ilişkiden doğdu ve tam bir iş birliğinin eseri… Çocukluğumdan beri caz söylüyorum ve bu tarzın gerçek yüzünü göstermek istedim.” Genellikle olumlu değerlendirmeler alan albümle ilgili olarak The Guardian’dan Caroline Sullivan, Gaga’nın vokallerini överken Chicago Tribune eleştirmeni Howard Reich ise “Cheek to Cheek baştan sona gerçek şeyi sunuyor.” diye yazdı. Billboard 200 listesine zirveden giren albüm, Gaga’nın ABD’de art arda bir numara olan üçüncü albümü oldu ve 57. Grammy Ödülleri’nde En İyi Geleneksel Pop Vokal Albüm dalında ödül kazandı. İkili, Tony Bennett and Lady Gaga: Cheek to Cheek Live! adlı bir konser programı çekti ve Aralık 2014’te başlayıp Ağustos 2015’te tamamlanan Cheek to Cheek Tour adlı turneye çıktı. Gaga aynı yıl New York’taki Roseland Ballroom kapanmadan önce mekânda son kez yedi günlük yerleşik bir gösteri yaptı. Ayrıca Coty Inc. ile birlikte hazırladığı ikinci parfümü Eau de Gaga’yı satışa sundu.

lady gaga foto
lady gaga foto

2015-günümüz: American Horror Story ve Joanne
Gaga, Şubat 2015’te Taylor Kinney ile nişanlandı. Artpop’un ardından imajını ve tarzını yenilemeye girişti. Billboard’a göre bu değişiklik Cheek to Cheek’in yayımlanmasıyla ve 87. Akademi Ödülleri’nde Julie Andrews’u anmak amacıyla Neşeli Günler (1965) filmindeki şarkılardan oluşan bir performans sergileyen Gaga’nın gördüğü ilgi ile başladı. Bu performans ile ilgili olarak Facebook’ta dünya genelinde dakikada 214.000’den fazla paylaşım yapıldı.  Gaga’nın Diane Warren ile birlikte The Hunting Ground belgeseli için yazdığı “Til It Happens to You” adlı şarkı, En İyi Özgün Şarkı Satellite Ödülü aldı ve 88. Akademi Ödülleri’nde aynı dalda adaylık elde etti.  2015’te Gaga, Billboard Yılın Kadını Ödülü ile Songwriters Hall of Fame tarafından verilen Çağdaş İkon Ödülü’nü kazandı.

Hayatının ilk yıllarında oyuncu olmayı arzulayan Gaga, American Horror Story: Hotel’de başrol oynadı. Ekim 2015’te başlayıp Ocak 2016’da sona eren ve American Horror Story’nin beşinci sezonu olan Hotel’de Elizabeth adlı bir otel sahibini canlandırdı. Dizideki rolüyle 73. Altın Küre Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu – Mini Dizi veya Televizyon Filmi dalında ödül kazandı.[150] Ayrıca Tom Ford’un 2016 ilkbahar sezonu kampanyası için Nick Knight tarafından 2015’te çekilen filmde yer aldı ve V dergisinin on altı farklı kapağa yer veren 99. sayısında konuk editör oldu. Fashion Los Angeles Awards töreninde Yılın Editörü ödülünü aldı.

2016’da aralarında 7 Şubat’ta ABD ulusal marşını seslendirdiği Super Bowl 50, Intel ve Nile Rodgers iş birliğiyle David Bowie anısına şarkı söylediği 58. Grammy Ödülleri ve Joe Biden tarafından takdim edildiği ve elli cinsel saldırı mağduru ile birlikte “Til It Happens to You” şarkısını söylediği 88. Akademi Ödülleri’nin de bulunduğu etkinliklerde canlı performans sergiledi. Nisan 2016’da The Grammy Museum tarafından dağıtılan Jane Ortner Sanatçı Ödülü’ne layık görüldü. Temmuz 2016’da Taylor Kinney ile nişanlılığı sona erdi.

American Horror Story’nin 2016’nın son aylarında ekrana gelen altıncı sezonu American Horror Story: Roanoke’ta Scáthach adlı bir cadıyı canlandırdı. Dizinin beşinci sezonunda canlandırdığı karakter, beşinci stüdyo albümünü etkiledi. Albümün Eylül 2016’da yayımlanan çıkış single’ı “Perfect Illusion”, Fransa ve İspanya’da bir numara olurken ABD’de on beş numaraya kadar yükseldi. Joanne adı verilen albüm, 21 Ekim 2016’da yayımlandı. İlk haftasında ABD’de 170.000 kopya sattı ve Gaga’nın bu ülkede bir numara olan dördüncü albümü oldu. Sonuç olarak Gaga, 2010’larda ABD’de bir numarada yer almış dört albümü olan ilk kadın oldu. Bir sonraki ay yayımlanan ikinci single “Million Reasons”, ABD’de dört numaraya yükseldi. Gaga, Joanne’i tanıtmak için Bud Light sponsorluğunda gerçekleştirilen dört konserlik bir turne olan Dive Bar Tour’u düzenledi.

5 Şubat 2017’de Super Bowl LI devre arası gösterisinde tek başına performans sergiledi. Houston’daki NRG Stadyumu’nda gerçekleşen gösteride yüzlerce ışıklandırılmış insansız hava aracının gökyüzünde çeşitli şekiller oluşturmasıyla Super Bowl’da ilk kez robotik hava araçları kullanılmış oldu. ABD televizyon reytinglerine göre 117,5 milyon kişinin izlediği gösteri, 113,3 milyon kişinin izlediği final karşılaşmasını geride bıraktı. Performanstan sonra Gaga’nın albümleri 150.000 dijital satış gerçekleştirdi. Gaga, gösterideki performansıyla ayrıca En İyi Özel Televizyon Programı dalında Emmy adaylığı elde etti. Daha sonra Ağustos 2017’de başlayan ve 2018’de tamamlanması beklenen Joanne World Tour adlı turnesini duyurdu. Nisan’da 2017 Coachella Valley Music and Arts Festival’da konuk yıldız olarak sahneye çıktı. Etkinlik sırasında ilk kez seslendirdiği “The Cure” single’ını yayımladı. 22 Eylül’de Gaga: Five Foot Two adlı belgeseli Netflix’te gösterildi. Film boyunca kronik ağrı çekerken görülen Gaga’nın fibromiyalji rahatsızlığı olduğu ortaya çıktı.

Gaga, Bradley Cooper tarafından çekilen ve 1937 yapımı aynı adlı müzikal filmin yeni sürümü olan A Star is Born’da başrolde yer alacak ve film için yeni şarkılar yapacak. Film, Mayıs 2018’de vizyona girecek. Filmde, kariyeri sevgilisininkini gölgede bırakınca ilişkisi bozulan Ally adlı bir kadını canlandıracak.

Sanatı

Etkilendikleri
The Beatles, Stevie Wonder, Queen, Bruce Springsteen, Pink Floyd, Mariah Carey, Grateful Dead, Led Zeppelin, Whitney Houston, Elton John, Blondie ve Garbage gibi sanatçıları dinleyerek büyüyen Gaga, tüm bu sanatçılardan etkilendi. Ayrıca “hayatını değiştirdiğini” belirttiği Iron Maiden ve “en büyük hayranı” olduğunu ifade ettiği Black Sabbath gibi heavy metal gruplarını da etkilendiği sanatçılar arasında gösterdi.[188] Gaga müzikal olarak dans-pop şarkıcıları Madonna ve Michael Jackson’dan glam rock sanatçıları David Bowie ve Freddie Mercury’ye kadar sayısız müzisyenden esinlenirken performanslarında Andy Warhol’un tiyatral yeteneklerini kullanmaktadır. Gaga’da kendi yansımasını gördüğünü belirten Madonna ile Gaga sık sık karşılaştırılmaktadır. Bu karşılaştırmalara yanıt olarak Gaga “Küstah olmak istemem ama pop müzikte devrim yapmayı kendime hedef seçtim. Bir önceki devrim 25 yıl önce Madonna tarafından yapıldı.” dedi ve ekledi: “Benden daha çok Madonna’yı seven ve ona bayılan biri yoktur.” Madonna gibi Gaga da kendisini sürekli değiştirmeye devam etmekte ve kariyeri boyunca aralarında Whitney Houston, Blondie’nin solisti Debbie Harry, Lily Allen, Marilyn Manson, Yoko Ono, Beyoncé, Britney Spears ve Christina Aguilera’nın da bulunduğu çeşitli sanatçıların müzik ve performanslarından etkilenmektedir.

Gaga’nın üzerindeki diğer bir ruhani etki Hint fizikçi, konuşmacı ve yazar Deepak Chopra’dır. Chopra’yı “gerçek esin” olarak niteleyen Gaga, “Bana her zaman hayatım boyunca hayranlarım için çalışmamı ve hayalimle kaderimi gerçekleştirmemi hatırlatıyor.” dedi. Gaga ayrıca Twitter’da Osho’nun kitabı Creativity’den bir söz paylaştı. Osho ile arasındaki bağlantı sorulan Gaga, onun çalışmalarından etkilendiğini ve kendisi için “isyanın en iyi yolunun yaratıcılık olduğunu” belirtti ve “Eşitlik hayatımdaki en önemli şey.” dedi.

Modayı kendisi için önemli bir etkilenme alanı olarak tanımlayan Gaga, modaya olan düşkünlüğünün “her zaman bakımlı ve güzel” olan annesinden geldiğini belirtti. “Müzik yazarken sahnede giymek istediğim kostümleri düşünüyorum. Bu her şeyin bir arada olmasıyla ilgili -performans sanatı, pop performans sanatı, moda.” sözüyle müzikal uğraşlarının doğrudan modayla ilişkili olduğunu ifade etti. Gaga stil açısından Leigh Bowery, Isabella Blow ve Cher ile karşılaştırılır. Çocukken bir şekilde Cher’in tuhaf moda anlayışını özümsediğini ve kendisine uyguladığını belirtti. Donatella Versace’yi müzü ve İngiliz moda tasarımcısı ve yakın arkadaşı Alexander McQueen’i esin kaynağı olarak varsayan Gaga, bazı çalışmalarına McQueen’i yansıttığında “Lee’yi her giyinişimde özlüyorum.” dedi. Buna karşılık Versace, Gaga için “yeni Donatella” ifadesini kullandı. Andy Warhol’un Factory’sinden esinlenen Gaga’nın kişisel olarak ilgilendiği kendi yaratıcı ekibi Haus of Gaga, şarkıcının pek çok kostümünü, sahne donanımını ve saç modelini hazırladı. Larry King’e verdiği bir röportajda Gaga, kendi annesi ve anneannesinden sonra kendisi için en önemli kadının 20. yüzyılın moda ikonu Prenses Diana olduğunu belirtti ve “Prenses Diana’yı çok seviyorum. Ben küçükken üzerimdeki etkisi çok büyüktü çünkü annem ona hayrandı. Öldüğünde, asla unutmayacağım, annem ağlıyordu. Annemin birisine bu kadar bağlı olduğunu görmek çocukluğumdan kalan güçlü bir an.” dedi.

Müzikal tarzı
Gaga’nın müzikal ve performans tarzı, eleştirmenlerin çözümleme ve incelemelerinin çoğuna konu olmaktadır. Gaga, sesini ve imajını sürekli yenileyerek kendisini “özgürleştirdiğini” belirtir ve bunun çocukluğundan geldiğini söyler. Playback yapmayı reddeden Gaga -ses aralığı sık sık Madonna ve Gwen Stefani’ninkilerle karşılaştırılıyor- kariyeri boyunca vokal tarzını değiştirse de 2011’de çıkan albümü Born This Way için “Vokal olarak kapasiteme çok daha yakın bir seviyede.” yorumunu yaptı. Entertainment Weekly, “Sesini kullanışının ardında muazzam duygusal bir zekâ var. Sanatçılığın ciğer gücünün aksine nüansta bulunduğunu bildiği için ses yeteneğiyle neredeyse hiçbir şarkıyı ezmiyor.” diye yazdı.

İlk şarkılarının sözleri entelektüel dürtülerden yoksun olduğu için eleştirilse de “Gaga neredeyse hiç çabalamadan hareket etmenizi ve zevk almanızı sağlıyor.” Gaga “tüm iyi müziklerin piyano başında söylenebileceğine ve yine de birer hit olabileceğine” inanıyor. Şarkılarında çok çeşitli konular işledi: The Fame (2008) yıldız olma arzusuna odaklanırken The Fame Monster (2009) ünün karanlık yanını canavar metaforlarıyla ifade ediyor. Born This Way (2011) İngilizce, Fransızca, Almanca ve İspanyolca söylenirken aşk, seks, din, para, uyuşturucu, kimlik, kurtuluş, cinsellik, özgürlük ve bireysellik gibi Gaga’nın tartışmalı şarkı yazımı temalarını içeriyor.

Müzik tarzı elektropop ve dans-pop olarak tanımlanmaktadır ve müziğinin yapısı 1980’lerin klasik popu ve 1990’ların Europopundan etkilenmektedir. İlk stüdyo albümü The Fame, The Sunday Times’ın “Müzik, moda, sanat ve teknolojiyi birleştiren Gaga, Madonna, ‘Hollaback Girl”deki Gwen Stefani, 2001’deki Kylie Minogue veya şimdiki Grace Jones’u anımsatıyor.” diye yazmasına ve The Boston Globe’un “Kızımsı ama güçlü sesi ve neşeli ritimleriyle… Madonna’dan Gwen Stefani’ye kadar belirgin etkilenmeler taşıyor.” yorumunu yapmasına neden oldu. Müzik eleştirmeni Simon Reynolds, “Gaga ile ilgili her şey electroclashten, özellikle 1980’ler olmayan müzik hariç, Auto-Tune ile parlatılmış acımasızca akılda kalıcı edepsiz poptan ve alttan desteklenen R&B benzeri ritimlerden geliyor.” dedi. “Yetmişlerin glam rock tarzına, ABBA’nın diskosuna ve Stacey Q’nun gerilemelerine” yer veren sonraki kayıt The Fame Monster, Gaga’nın taklit zevkine tanık olurken Born This Way ayrıca çocukluğundan kayıtları kullandı ve hâlâ öncülleri gibi “elektro ritimler ve Euro disco nakaratlara” sahip ama opera, heavy metal, disko ve rock and roll gibi çeşitli tarzlar barındırmaktadır. “Albümde hoş bir an yok, fakat en deli hâlinde bile müzik duygusal detaylarla dolu.” diye yazan Rolling Stone, yazısını şöyle sonlandırdı: “Gaga ne kadar aşırılaşırsa o kadar dürüst oluyor.”  2014’te çıkan Cheek to Cheek ile birlikte Gaga, caz tarzına ilgi göstermeye başladı. Eleştirmenler, müziğe olan sevgisi ve albümde seslendirdiği şarkılar nedeniyle takdir ettikleri Gaga’nın tarz değiştirmeye çalıştığını ve “ritmik açıdan basit ve haykırışlı” sesinin gerçek bir caz müzisyeninin sesi yerine bir Broadway şarkıcısının sesine benzediğini ifade ettiler.

Klipleri ve performansları
Sürekli değiştirdiği kıyafetleri ve provokatif görselleri ile Gaga’nın klipleri genelde kısa film olarak kabul edilmektedir. Gaga “Provokatif olmak sadece insanların dikkatlerini çekmek için değildir. İnsanları gerçekten, olumlu olarak etkileyen bir şeyi söylemektir.” ifadesini kullandı. Yazar Curtis Fogel’a göre, yaygın feminist temalarına ek olarak bondage ve sadomazoşizm ögeleri de içeren Gaga kliplerine şekil veren üç ana tema “seks, şiddet ve güçtür”. Kendisini “biraz feminist” olarak tanımlayan ve “cinsellikle kadınları güçlendirdiğini” savunan Gaga aynı zamanda genç kadınları inandıkları şey uğruna mücadele etmeleri için yüreklendirmektedir.[228] Pop eleştirmeni Ann Powers “Gaga sadece tamamen özgün olduğu iddiasını yinelemiyor, ayrıca pop kültüründen kaynaklanan bir kişiliği inşa etmenin bir kişinin doğrularının ifadesi olabileceği hakkında felsefik bir duruşun ve biraz da feminizmin inceliklerini işliyor.” dedi. Sanatçının kliplerinin özetinde ise Rolling Stone, “Lady Gaga kliplerine kısıtlama için bakan var mı?” retoriğini kullandı.

Performansları “oldukça eğlenceli ve yenilikçi” olarak tanımlanırken 2009 MTV Video Müzik Ödülleri’ndeki kan fışkırtan “Paparazzi” performansı MTV News tarafından “şaşırtıcı” olarak nitelendirildi. Gaga, “kana bulanmış” temasına The Monster Ball Tour’da da devam etti ve İngiltere’de, bir taksi sürücüsünün 12 kişiyi öldürdüğü olayın ardından ölenlerin aileleri ve bazı hayranları tarafından protesto edildi. Sıra dışılığı 2011 MTV Video Müzik Ödülleri’nde de devam etti: törene erkek kılığında ikinci kişiliği Jo Calderone olarak katıldı ve “Yoü and I”ı söylemeden önce sevda ile ilgili bir monolog yaptı. Gaga’nın koreografı ve yaratıcı yönetmeni Laurieann Gibson dört yıl boyunca performansları ve klipleri için şarkıcıya malzeme sağladı. Fakat ikili Kasım 2011’de ayrıldı; Gaga, Gibson’ın yardımcısı Richard Jackson’ı işe aldı. Konu ayrıntılı gösterileri olunca Gaga mükemmeliyetçi olduğunu kabul etti. “Çok otoriterim. Bir ışık bile sönse deli gibi bağırabilirim. Ayrıntılara dikkat ediyorum -gösterinin her dakikası kusursuz olmalı.”

İmajı
Gaga’nın müziği, tarzı ve kişiliği ile ilgili farklı görüşler bulunmaktadır. Rol model olarak bulunduğu konum, hayranlarına yaşattığı özgüven patlaması, öncü ve moda ikonu olarak sektöre nefes aldırması dolayısıyla dikkat çekmektedir. Eleştirmenler sanatçının pop müzikteki özgün yerine, popüler kültürdeki yeni hareket ihtiyacına, Gaga’nın modern sosyal konulara getirdiği ilgiye ve sanatının öznel doğasına dikkat çektiler. Gaga’nın modern kültür üzerindeki etkisi ve küresel üne kavuşması ışığında Güney Karolina Üniversitesi’nden sosyolog Mathieu Deflem 2011’de sanatçının üne kavuşmasının sosyolojik boyutlarını aydınlatmak amacıyla “Lady Gaga ve Ün Sosyolojisi” adlı bir kurs başlattı. ABD Başkanı Barack Obama, bir yardım etkinliğinde 16 inç yüksekliğinde topuklu giyen ve dolayısıyla odadaki en uzun kadın olan Gaga ile karşılaştıktan sonra o anı “korkutucu” olarak nitelendirdi.

2008’in sonuna doğru, tarz, şaç ve makyajlarında benzerlikler bulunan Gaga ve Aguilera arasında karşılaştırmalar yapıldı. Aguilera, “Gaga’dan tamamen habersiz olduğunu” belirtti. Karşılaştırmalar, Aguilera “Not Myself Tonight” single’ına klip çekince 2010’da da devam etti. Eleştirmenler şarkı ve klibi ile Gaga’nın “Bad Romance” klibi arasında benzerlikler buldu. Barbara Walters 2009’da ABC News’daki programı 10 Most Fascinating People için Gaga ile röportaj yaptığında, şarkıcı şehir efsanesi hâline gelen interseks olduğu iddialarını reddetti. Bu konu hakkında yanıtladığı bir soruda “İlk başta çok ilginçti. Ama bir bakıma kendimi çok hermafrodit gösteriyorum ve hermafroditliği seviyorum.” dedi.

Gaga’nın sıra dışı moda anlayışı kendisinin karakteristik özelliklerinden biridir. Global Language Monitor, “Lady Gaga”yı Zirvedeki Moda Terimi ilan etti; şarkıcıyla özdeşleşen “pantolonsuz” modası da üçüncü oldu.  Entertainment Weekly şarkıcının kostümlerini onyıldaki “en iyiler” listesinin sonuna koydu ve “Muppet’lardan ya da stratejik olarak yerleştirilmiş baloncuklardan yapılmış bir elbise olsun, Gaga’nın sıra dışı giysileri performans sanatını ana akımla buluşturdu.” yorumunu yaptı.  Time dergisi Gaga’yı Michael Jackson, Madonna ve The Beatles gibi esinlendiği sanatçılarla birlikte Tüm Zamanların 100 Moda İkonu listesine koydu ve “Lady Gaga aşırı tarzıyla olduğu gibi pop hitleriyle de dile düştü. Yine de Stefani Germanotta olarak doğan Gaga, plastik baloncuklardan, Kurbağa Kermit kuklalarından ve çiğ etten elbiseler giydi.”

Gaga, 2010 MTV Video Müzik Ödülleri’nde çiğ etten bir elbise giydi ve yine aynı malzemeden yapılmış çizme, cüzdan ve şapka kullandı. Kısmen bu elbiseden dolayı Vogue, Gaga’yı 2010’un En İyi Giyinen İnsanları arasında gösterirken Time elbiseyi 2010’un Moda İfadesi olarak adlandırdı. Ancak farklı görüşler de vardı; dünya genelinde basının ilgisini çeken elbise hayvan hakları kuruluşu PETA’yı öfkelendirdi. 2012’de Gaga, Varşova’daki Ulusal Müze’nin 150. kuruluş yılı için hazırlanan The Elevated: From the Pharaoh to Lady Gaga adlı sergide yer aldı. Çiğ etten bir elbise içinde sunulan Gaga, Wprost dergisi tarafından “kitle iletişim araçları aracılığıyla kullandığı güç ile yükselen bir çağdaşlık simgesi” olarak tanımlandı. Et elbise Washington, DC’deki National Museum of Women in the Arts’ta sanatçının siyasi mesajının bir açıklamasıyla birlikte sergilendi ve Eylül 2015’te Rock and Roll Hall of Fame’e girdi.

Sadık hayranları Gaga’yı “Mother Monster” olarak adlandırırken Gaga hayranlarına “Little Monsters” olarak seslenmektedir ve bunu koluna dövme yaptırmıştır. Bazılarına göre bu ikililik, yabancı kültürü konseptine başkaldırmaktadır. Camille Paglia, 2010’da The Sunday Times’ın kapağında çıkan “Lady Gaga and the death of sex” adlı çalışmasında Gaga’nın “erotik tabu yıkıcıdan çok bir kimlik hırsızı olduğunu ve ucubeler, asiler ve yoksunlar için şarkı söylediğini iddia eden ama bunların hiçbiri olmayan ana akım üretilen bir ürün olduğunu” ileri sürdü. The Guardian için yazan Kitty Empire, bu ikililiğin “izleyicilerin düşünmeleri gerekmeden ‘günahkâr’ bir deneyim yaşamalarına izin verdiğini” belirtti ve “Performanslarının özünde Gaga’nın ucubeler ve serserilerle birlikte olduğu fikri var.” dedi. Gaga ayrıca Temmuz 2012’de bir sanatçının hayranları için kurulan ilk resmî sosyal ağ olan “littlemonsters.com” adlı web sitesini kurdu.

Aktivizm

Hayırseverlik
Müzik kariyerinin yanında Gaga, birçok yardım kuruluşuna katkıda bulunmuştur. Ayrıca doğal afetlerle mücadele için çeşitli kampanyalara yardım etmiştir. 2010 Haiti depremi kurbanlarının yararına yapılan “We Are the World 25” single’ında yer alması için yollanan daveti reddetmesine rağmen, 24 Ocak 2010’da New York’taki Radio City Music Hall’da verdiği konserin gelirini ülkenin yeniden inşasında kullanılmak üzere bağışladı. Kendi resmî online mağazasının o günlük kazancı da bağışlandı. Gaga yardım fonu için toplamda $500.000 toplandığını açıkladı. 11 Mart 2011’de Tōhoku depremi ve tsunamisi Japonya’yı vurduktan dakikalar sonra Gaga bir mesaj ve Japan Prayer Bracelets için bir bağlantı tweetledi. Bir şirketle ortak tasarladıkları bilekliklerin tüm geliri yardım kuruluşlarına bağışlandı. 29 Mart 2011 itibarıyla bilekliklerden $1,5 milyon gelir elde edildi. Fakat avukat Alyson Oliver, Haziran 2011’de Detroit’te Gaga hakkında bilekliklerin vergilendirildiği ve $3,99 kargo ücreti alındığı iddiasıyla dava açtı. Ayrıca bilekliklerin tüm gelirinin yardım için kullanılmadığına inandığını belirtti ve kampanyanın denetlenip bileklikleri alanlara paralarının geri ödenmesini talep etti. Gaga’nın sözcüsü davayı “değersiz” ve “yanıltıcı” olarak nitelendirdi. 25 Haziran 2011’de Gaga, MTV Japonya’nın Makuhari Messe’de Japon Kızılhaçı yararına düzenlediği yardım gecesinde performans sergiledi.

2012’de Gaga, hidrolik kırma karşıtı Artists Against Fracking kampanyasına katıldı. Ekim 2012’de, Londra’daki Ekvador Büyükelçiliği’nde WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange ile buluştu. 9 Ekim 2012’de Yoko Ono, Gaga ve dört başka aktiviste Lennon Ono Barış Ödülü’nü İzlanda’nın başkenti Reykjavík’te verdi. 6 Kasım 2012’de Gaga, Sandy Kasırgası’ndan zarar görenlere yardım etmek için Amerikan Kızılhaçı’na $1 milyon bağışladı. Gaga ayrıca gençlerin HIV ve AIDS’in riskleri hakkında eğitilmelerine odaklanarak hastalığa karşı verilen savaşa katkıda bulunmaktadır. Cyndi Lauper ve Gaga, MAC Cosmetics’in desteğiyle Viva Glam markası altında ruj satışına başladılar. Bir basın açıklamasında Gaga “Viva Glam’in sadece hayır amaçlı aldığınız bir ruj olmasını istemiyorum. Gece çıkarken rujunuzla birlikte çantanıza bir de prezervatif koymanızı hatırlatmasını istiyorum.” dedi.  Rujların satışından HIV ve AIDS’e karşı savaşta kullanılmak üzere $202 milyondan fazla gelir elde edildi.

7 Nisan 2016’da Gaga, Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın cinsel saldırılara karşı yürüttüğü It’s On Us kampanyasına destek olmak için University of Nevada, Las Vegas’ta Biden ile bir araya geldi. 26 Haziran 2016’da Indianapolis’te düzenlenen 84. Yıllık Belediye Başkanları Konferansı’na katıldı ve Dalay Lama ile görüştü. Çin hükûmeti Gaga’yı muhalif yabancı güçler listesine ekledi ve Çin web siteleri ile medya kuruluşlarının sanatçının şarkılarını yüklemesini veya dağıtmasını yasakladı. Çin Komünist Partisi Propaganda Bölümü de devlet kontrolündeki medyanın bu görüşmeyi kınamasını emretti. 28 Temmuz 2016’da Gaga, Hillary Clinton’a destek amacıyla 2016 Demokratik Parti Ulusal Kongresi kapsamında Camden, New Jersey’de Camden Rising adlı özel bir konsere çıktı.

Born This Way Foundation

2012’de Gaga, gençlerin güçlendirilmesi ve mutluluğu, kişisel güven, iyilik, zorbalıkla mücadele, rehberlik ve kariyer gelişimi gibi konulara odaklanan kendi kâr amacı gütmeyen kuruluşu Born This Way Foundation’ı oluşturdu. Adını 2011’de çıkan single ve albümden alan kuruluş, aralarında John D. ve Catherine T. MacArthur Vakfı, The California Endowment ve Harvard Üniversitesi’ndeki Berkman Center for Internet & Society’nin de bulunduğu ortaklarla çalışmayı planlamaktadır. Medya patronu Oprah Winfrey, yazar Deepak Chopra ve ABD Sağlık Bakanı Kathleen Sebelius Harvard Üniversitesi’ndeki açılışta konuştular. Kuruluşun başlangıçtaki fonunu Gaga’nın bağışladığı $1,2 milyon, MacArthur Foundation’ın verdiği $500.000 ve Barneys New York’tan alınan $850.000 oluşturmaktaydı. Kuruluş, Harvard Üniversitesi’ndeki Berkman Center for Internet & Society, MacArthur Vakfı, The California Endowment ve Viacom ile ortaklık kurmuştur. Temmuz 2012’de BTWF, kuruluşun mesajını destekleyen sınırlı sayıda üretilen okula dönüş ürünlerinin satışının %25’ini -en az $1 milyon- bağışlayacağını söyleyen Office Depot ile ortaklığa gitti. Kuruluşun girişimleri arasında Mart 2012’de katılımcıların “Cesaret size ne ifade ediyor?” sorusuna yanıt olarak yaptıkları poster yarışması, gençlerce açılan ve sanatçıyı turnesi boyunca takip eden zorbalık karşıtı “Born Brave Bus” ve “Born Brave” topluluğu ve okul grupları bulunmaktadır.

24 Ekim 2015’te Gaga, olumlu sonuçlar için duyguları tanımanın ve yönlendirmenin yollarını tartışmak amacıyla lise öğrencileri, siyasetçiler ve aralarında duygusal zekâ araştırmalarında öncü olan Yale Rektörü Peter Salovey’nin de bulunduğu akademisyenlerden oluşan 200 kişi ile Yale Center for Emotional Intelligence’ta bir araya geldi. Vakıf 2016’da Intel, Vox Media ve Re/code ile İnternet’teki tacizle savaşmak için iş birliği yaptı. Ayrıca V dergisinin Gaga ve Kinney’ye yer veren 99. sayısının kapağının satışından elde edilecek gelirin vakfa bağışlandığı açıklandı. Gaga ve Elton John, 9 Mayıs 2016’da Macy’s aracılığıyla Love Bravery markalı giysi ve aksesuarları satışa sundu; ürünlerin satışından elde edilecek gelirin %25’inin Born This Way Foundation ve Elton John AIDS Foundation’a aktarılacağı açıklandı.

LGBT savunuculuğu
Gaga dünya genelindeki LGBT haklarının açık sözlü bir savunucusudur. Ana akım bir sanatçı olarak ilk başarılarının çoğunu gey hayranlarına dayandırmaktadır ve bir gey ikonu olarak değerlendirilmektedir. Kariyerinin başlarında radyoda şarkılarını çaldırmakta zorluk çektiğini belirtti ve “Benim için dönüm noktası gey topluluğuydu.” dedi. The Fame albüm kitapçığında kendi çalıştığı müzik şirketi Interscope’un da birlikte iş yaptığı Manhattan merkezli bir LGBT pazarlama şirketi olan FlyLife’a teşekkür etti. Televizyonda gösterilen ilk performanslarından biri Mayıs 2008’de LGBT televizyon kanalı Logo TV’de yayımlanan NewNowNext Ödülleri’nde gerçekleşti. Aynı yılın Haziran ayında San Francisco Pride etkinliğinde şarkı söyledi. The Fame yayımlandıktan sonra “Poker Face”in kendi biseksüelliği ile ilgili olduğunu açıkladı. Rolling Stone ile yaptığı bir röportajda biseksüelliğine erkek arkadaşlarının nasıl tepki verdiklerinden bahsetti ve “Kadınlardan hoşlandığım gerçeği onları korkutuyor. Rahatsız oluyorlar. ‘Üçlü seks yapmaya ihtiyacım yok. Sadece seninle de mutluyum.’ diyorlar.” dedi. Mayıs 2009’da The Ellen DeGeneres Show’a konuk olduğunda DeGeneres’ı “kadınlara ve gey topluluğuna esin kaynağı” olduğu için övdü.

2009’da National Mall’daki Ulusal Eşitlik Yürüyüşü’nde LGBT hareketine destek amacıyla bir konuşma yaptı ve mitingi kariyerinin “tek başına en önemli etkinliği” olarak değerlendirdi. 2010 MTV Video Müzik Ödülleri’ne “Don’t ask, don’t tell” (DADT) politikası yüzünden orduda açıkça hizmet veremeyen Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetleri’nin dört gey ve lezbiyen eski üyesiyle geldi. YouTube’a yüklediği üç videoda hayranlarını senatörleriyle iletişime geçip DADT politikasını kaldırtmaya çağırdı. Eylül 2010’da Portland, Maine’de Servicemembers Legal Defense Network’ün bir mitinginde konuşma yaptı. Bu etkinlikten sonra The Advocate’ın editörleri Gaga’nın gey ve lezbiyenlerin “gerçek bir savunucusu” olduğu yorumunu yaptılar. Gaga, Haziran 2011’de Roma’da düzenlenen Avrupa genelinde uluslararası bir LGBT etkinliği olan Europride’a katıldı. Birçok Avrupa ülkesinde gey haklarına hoşgörüsüz davranılmasını eleştirdi ve geyleri “aşkın devrimcileri” olarak tanımladı. Gaga uzun yıllardır arkadaşı olan iki kadının nikâhını kıyabilmek için Universal Life Church Monastery’nin onayıyla papaz oldu. Haziran 2016’da Orlando’daki bir gey gece kulübüne yapılan saldırının kurbanlarını anmak için Los Angeles’ta düzenlenen törende saldırıda ölen 49 kişinin adlarını bağırarak okudu ve bir konuşma yaptı. Aynı ay Human Rights Campaign’in saldırı kurbanları anısına yayımladığı videoda diğer ünlülerle ölenlerin hayat hikâyelerini anlattı.

Etkisi
Çeşitli konulara dikkat çekmek için bazen tartışmaları kullanan Gaga, kariyerinin pek çok noktasında öncü olarak kabul edildi. The Fame’in elde ettiği başarının ardından Gaga, synthpopun popülerliğinin 2000’lerin sonu ve 2010’ların başındaki artışında en çok pay sahibi olan kişiler arasında gösterildi.  Gaga’nın hayranlarıyla arasındaki yakın ilişki sayesinde etki yarattığı ifade edilmektedir. Rolling Stone tarafından 2011’de “Popun Kraliçesi” seçilen Gaga’nın çalışmaları Miley Cyrus, Nicki Minaj, Ellie Goulding, Nick Jonas, Lorde, Sam Smith, Greyson Chance, Debbie Harry  ve MGMT’yi etkiledi.

Gaga’nın adı birkaç organizmanın bilimsel adında kullanıldı. Yeni bir eğrelti cinsi Gaga ile iki tür G. germanotta ve G. monstraparva adlarını sanatçıdan almaktadır. Türlerden birine verilen monstraparva adı Lady Gaga’nın hayranları “little monsters”a göndermedir; çünkü hayranların işareti havaya kaldırılmış “canavar pençesi” elidir, bu da bir eğrelti yaprağının açmadan önceki durumuna çok benzemektedir. Ayrıca soyu tükenmiş bir memeli olan Gagadon ile parazit bir yaban arısı olan Aleiodes gaga adlarını sanatçıdan almaktadır.

Başarıları
Ocak 2016 itibarıyla dünya genelinde yaklaşık 27 milyon albüm ve 146 milyon single satan Gaga’nın single’ları dünyada en çok satan single’lar arasındadır ve kendisi en çok satan müzik sanatçılarından biridir.  Ayrıca ilk üç dünya turnesi sonucu 3,2 milyon bilet satışından $300 milyondan fazla hasılat elde etmesi nedeniyle önemli bir turne sanatçısı olarak kabul edilmektedir. Diğer başarıları arasında altı Grammy Ödülü, üç Brit Ödülü, bir Altın Küre Ödülü, on üç MTV Video Müzik Ödülü, on iki Guinness Dünya Rekoru, Songwriters Hall of Fame tarafından ilk kez verilen Çağdaş İkon Ödülü, Ulusal Sanat Ödülleri’nde aldığı Genç Sanatçı Ödülü[328] ve The Grammy Museum tarafından dağıtılan Jane Ortner Sanatçı Ödülü bulunmaktadır. Ayrıca Council of Fashion Designers of America’nın “uluslararası alanda tarzıyla popüler kültürde önemli bir etki yaratan kişilere” verdiği Moda İkonu Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nün sahibidir.

Gaga; Billboard’un belirlediği ve her yıl yer aldığı Yılın Sanatçıları listesinde 2010’da zirveye çıktı ve 2015’te dergi tarafından Yılın Kadını seçildi, RIAA’e göre 59 milyonu sertifikalı olmak üzere ABD’de en çok dijital single satan dördüncü sanatçıdır. Ayrıca RIAA’den Dijital Elmas Ödülü alan ilk kadındır ve iki şarkısı (“Poker Face” ve “Just Dance”) 7 milyondan fazla indirilen ilk ve tek sanatçıdır. Aralarında 2010’dan 2014’e kadarki Dünyanın En Güçlü 100 Kadını Listesi olmak üzere Forbes tarafından hazırlanan listelerde düzenli olarak bulunmaktadır. 2010’da Time tarafından dünyadaki en etkili kişilerden biri olarak gösterildi ve 2013’teki okuyucu anketinde son on yılın en etkili ikinci kişisi seçildi.

Diskografi 

  • The Fame (2008)
  • Born This Way (2011)
  • Artpop (2013)
  • Cheek to Cheek (2014)
  • Joanne (2016)
  • Chromatica (2020)

Filmografi 

  • The Zen of Bennett (2012)
  • Katy Perry: Part of Me (2012)
  • Ustura Dönüyor (2013)
  • Muppets Aranıyor (2014)
  • Günah Şehri: Uğruna Öldürülecek Kadın (2014)
  • Jeremy Scott: The People’s Designer (2015)
  • Gaga: Five Foot Two (2017)
  • A Star Is Born (2018)

Turneleri 

  • The Fame Ball Tour (2009)
  • The Monster Ball Tour (2009-11)
  • The Born This Way Ball (2012-13)
  • ArtRave: The Artpop Ball (2014)
  • Cheek to Cheek Tour (Tony Bennett ile birlikte) (2014-15)
  • Joanne World Tour (2017-18)

Ayrıca 

  • Billboard Social 50 bir numaralı şarkıcıları listesi
  • En çok satan müzik sanatçıları listesi
  • Şarkıcıların takma isimleri listesi

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*