Uzmanlar Oksidatif Stres Konusunda Uyarıyor

Hatalı beslenme, yaşam tarzı, bazı sağlık sorunları, hava kirliliği ve radyasyon gibi çevresel etmenlerle ortaya çıkabilen oksidatif stresin DNA’ya zarar vererek yaşlanmayı hızlandırdığına dikkat çeken BeautyForm Medikal Yönetim Kurulu Üyesi Erol Gürsoy, “Bu durum bazı sağlık sorunlarına zemin hazırladığı gibi, kimi araştırmalar da yüksek oksidatif stresin Covid-19 hastalarında semptomların ağırlaşmasına neden olabileceğine işaret ediyor” dedi.

Vücudumuzdaki besinlerin oksijen kullanılarak enerjiye çevrilmesi sırasında oluşan serbest radikal moleküller ve onları temizleyerek hücrelerimize hasar vermesini engelleyen antioksidanlar arasındaki dengenin bozulması, oksidatif strese neden oluyor. Temelde hücrelerimize zarar veren oksidatif stresin hatalı beslenme, yaşam tarzı, bazı sağlık sorunları, hava kirliliği ve radyasyon gibi çevresel nedenlerle ortaya çıkabileceğini söyleyen BeautyForm Medikal Yönetim Kurulu Üyesi Erol Gürsoy, “Bu bir hastalık değil. Hatta yoğun fiziksel aktivite sonrası vücuttaki oksidatif stres geçici olarak yükselebiliyor. Ancak uzun süreli olduğunda vücut hücrelerine ve DNA’ya zarar vererek yaşlanmayı hızlandırıyor ve bazı sağlık sorunlarının oluşmasına da zemin hazırlıyor. Kanser, alzheimer, parkinson, diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, kronik yorgunluk sendromu, astım ve erkeklerde kısırlık bu hastalıklardan bazıları… Günümüzde ise kimi araştırmalar, yüksek oksidatif stresin Covid-19 hastalarında semptomların ağırlaşmasına neden olabileceğine işaret ediyor” dedi.

Yeni nesil tedavide NanoVi teknolojisi kullanılıyor

Oksidatif stresin risk faktörlerine değinenen Erol Gürsoy, “Vücut hem serbest radikal moleküllere hem de antioksidanlara ihtiyaç duyar. Önemli olan bunlar arasındaki dengenin korunmasıdır. Kişilerin oksidatif stres riski fazla kilo, yağ, şeker ve işlenmiş gıdalar açısından zengin beslenme, radyasyona maruz kalma, sigara ve alkol kullanma gibi durumlarda artar ve uzun sürer. Oksidatif stres etkenlerinin neden olduğu günlük hücre hasarını onarmak içinse salgın sürecinde önemi bir kez daha anlaşılan bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gerekir. Bu noktada düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, stres kaynaklarını azaltma gibi geleneksel yöntemlerin yanı sıra, yeni nesil teknolojilerin de öne çıktığını görüyoruz. Metabolik sorunların giderilmesi, insülin direnci üzerindeki olumlu etkisi, sindirim sistemi ve otonom sinir sisteminin düzenlenmesi gibi etkileri olan NanoVi teknolojisi ise bunların başında geliyor” diye konuştu.

Bağışıklığı güçlendiriyor, Covid sonrası çabuk toparlanmaya yardımcı oluyor

Erol Gürsoy, NanoVi teknolojisinin prensiplerini ise şöyle açıkladı: “Oksidatif stres / hücresel hasar onarımı için kullanılan NanoVi cihazı, her medikal disiplin veya cerrahi branş tarafından destek tedavi olarak kullanılabiliyor. BeautyForm olarak Türkiye distribütörlüğünü üstlendiğimiz bu cihaz, serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarını onarmak için vücut tarafından doğal olarak üretilen ve hücresel aktivite için gerekli olan bir sinyali güçlendiriyor. Metabolik sorunlar, insülin direnci sindirim sistemi ve otonom sinir sistemi üzerindeki olumlu etkilerinin yanı sıra yaşlanmanın önüne geçerek PRP, altın iğne, lazer uygulamaları, mezoterapi, ozon terapi, hipobarik tedavi, IV terapi, HIFU, bölgesel incelme gibi anti-aging, wellness ve estetik uygulamaları ile de birleştirilebiliyor. Ayrıca ameliyat sonrası hastaların daha hızlı toparlanmalarına destek oluyor, kronik hastalıkların tedavisine ve fizik tedaviye yardımcı oluyor. Temelde bağışıklığın onarılmasını amaçlayan bu teknoloji, Covid sonrası çabuk toparlanmada ve yan etkilerin azaltılmasında da büyük rol oynuyor”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*