Karsan, MOVE 2022’de Otonom Otobüslerini Sundu

Karsan MOVE de Otonom Otobuslerini Sundu
Karsan, MOVE 2022’de Otonom Otobüslerini Sundu

Türkiye otomotiv sanayinin önde gelen kuruluşlarından Karsan, İngiltere’de düzenlenen ve dünyanın en önemli mobilite etkinliği olarak adlandırılan MOVE 2022’de, geleceğin toplu ulaşım çözümü sürücüsüz otobüslere yönelik Otonom e-ATAK projelerini anlattı. Etkinlikte konuşmacı olarak yer alan Karsan CEO’su Okan Baş, karbon ayak izini azaltmak, trafikteki sorunları çözmek ve insanlara daha yaşanılabilir alanlar sunmak için çözümün sıfır emisyonlu, çevreci toplu taşıma araçlarından geçtiğini belirterek, “Toplu taşımanın ilk durağı elektrikli. Çevre kirliliğinin en önemli sebepleri arasında yer alan fosil yakıtlı araçlardan çevreci, sessiz ve teknolojik olan yüzde 100 elektrikli araçlara dönüşüm büyük önem taşıyor. 2030’da satılan her iki otobüsten birinin sıfır emisyonlu olacağını öngörüyoruz. Toplu ulaşım çözümün ikinci adımı ise sürücü kaynaklı trafik kazalarını önemli ölçüde ortadan kaldıracak olan sürücüsüz/otonom araçlar.

Binek otomobillerin aksine dünyada otonomun toplu taşıma araçları için en az 10 yıl önden gideceğine inanıyoruz.Karsan olarak biz de bu konudaki farkındalığı artırmayı ve insanların bu işi yapmasına öncü olmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda; otonom toplu taşıma dönüşümünde öncü olma yönündeki adımlarımızı daha ileriye taşıyacağız.

Dünyadaki toplam karbon salınımının yüzde 75’i kent kaynaklı. Küresel düzeydeki karbon salınımının yüzde 20’sinden, en fazla karbon ayak izine sahip 100 kent sorumlu. Dünya nüfusunun 2050’de 11 milyara yaklaşması bekleniyor ve bunun yüzde 70’i şehirlerde yaşayacak. 2030 itibariyle mega kentlerde 6 milyara yakın insanın yaşaması öngörülüyor. Bu, 150 adetten daha fazla 10 milyon kişilik şehir demek” dedi.

Ulaşım talebinin 2030 yılına kadar yüzde 15 artmasının beklendiğini belirten Baş, karbon ayak izini azaltmak, trafik problemini çözmek ve insanlara daha yaşanılabilir alanlar sunmak için çözümün trafikte daha az alan kaplayan mobilite çözümleri olduğunu belirtti. 50 kişinin A noktasından B noktasına ulaşımı, bireysel ulaşımda binek araç ile 50 araçlık büyük bir yer kaplarken, bir otobüsün çok küçük bir alan işgal ettiğini, dolayısıyla da trafik sorununun birinci çözümünün toplu ulaşım olduğunu ifade etti. Ve toplu taşıma ile trafik sorunun önlendiği gibi, karbon salınımının da azaldığını vurguladı.

“Çözüm; sıfır emisyonlu, çevreci toplu taşıma araçlarında. Toplu taşımanın ilk durağı da elektrikli. Çevre kirliliğinin en önemli sebepleri arasında yer alan fosil yakıtlı araçlardan çevreci, sessiz ve teknolojik olan yüzde 100 elektrikli araçlara dönüşüm büyük önem taşıyor” ifadelerini kullanan Okan Baş, “Hükümetlerin ve çevre koruma kuruluşlarının zorunlu regülasyonları ve teşvikleri ile birlikte; özellikle otobüs sektöründe 2030’da satılan her iki otobüsten birinin sıfır emisyonlu olacağını öngörüyoruz. Kesintisiz toplu ulaşım çözümünün ikinci adımı ise sürücü kaynaklı trafik kazalarını önemli ölçüde ortadan kaldıracak olan sürücüsüz/otonom araçlar.

Global yönetim danışmanlığı şirketi Mc Kinsey’in araştırmasına göre 2030’da kesintisiz mobilite ulaşımında roboshuttle’ların yüzde 25’lik paya sahip olacağının öngörülüyor. Yolcuların yüzde 60’ının en büyük endişesi güvenlik. Otonom roboshuttle’ların kendi kendine hareket edebilmesi için yollar ile iletişim kuracak sinyalizasyon altyapılarının da hazır olması şart. Öte yandan, gerçek zamanlı otonom araçların iki önemli problemi haritalandırma ve lokasyonunu araç tarafından tanımlanması. Otonom araçlar için sağlam ve hassas bir konumlama ve haritalama yöntemi gerekiyor.

Yolcuların konumları ve varış noktaları gibi kişisel bilgilerini akıllı ulaşım sistemleri ile paylaşmaları önemli bir güvenlik kaygısı olarak görülüyor. Otonom araçlardaki bir diğer endişe ise kaza sonrasında hatanın hangi tarafta aranacağı, sorumlu tarafın araç-üretim yetkilileri mi, yoksa aracın içindeki yolcular mı olacağı konusunun henüz belirli olmaması. Bunun yanı sıra sürücüsüz araçların gerçek trafik koşullarında çalışması da günümüzde özel izinlere tabi. Bu anlamda regülatif düzenlemelerin hazır olmaması teknolojinin gerçek hayata adapte edilmesini geciktirebiliyor.

Otonom dönüşümünün toplu ulaşım için çok daha hızlı olmasını bekliyoruz. Toplu taşıma araçları binek araçların aksine güzergâhları belli araçlar, yani kafalarına göre hareket etmezler. Daima belirli bir alanda gidip gelirler. Yolcunun da aracın da ihtiyaçları ve hareket alanı belirli bir plan dahilinde. Dolayısıyla yol ve trafik koşullarının bilinirliği ve kontrol edilebilirliği gibi etkenler, toplu taşımada otonom çözümlerinin daha kolay uygulanmasını sağlıyor. Bu nedenle, binek otomobillerin aksine dünyada otonomun toplu taşıma araçları için en az 10 yıl önden gideceğine inanıyoruz. Karsan olarak biz de bu konudaki farkındalığı artırmayı ve insanların bu işi yapmasına öncü olmayı hedefliyoruz.

Avrupa ve Amerika’nın 8 metre boyutundaki ilk tam boy Seviye 4 otobüsü Otonom e-ATAK, Michigan State Üniversitesi kampüsünde 5 kilometrelik bir rotada çalışıyor. Ve burada gerçek trafikte öğrencileri, öğretim görevlilerini taşıyor. Bu proje Amerika’da bir ilk. Mayıs itibariyle trafiğe çıkış izinlerini de aldıktan sonra yolcu taşıma hizmetine başladık. Araçtaki hassas haritalama sayesinde, otonom e-ATAK’ın duraklara hassas şekilde tek seferde yanaşarak, sürücü kullanımına kıyasla da yüzde 10 enerji tasarrufu da sağlıyor.

Avrupa’da ilk kez sıradan gerçek bir toplu ulaşım hattında, Karsan Otonom e-ATAK biletli yolcu taşımaya başladı. Bu, Avrupa’da toplu taşımada ilk ve tek örnek. Bu bir pilot rota değil, gerçek bir toplu ulaşım rotası. Rota oldukça kompleks ve zor. Hatta başlangıç noktasında cruise gemilerinin yanaştığı bir iskeleden yoğun şekilde turistler iniyor. Buna karşın Otonom e-ATAK bu yaya trafiğinin üstesinden başarıyla kalkabiliyor. İki hafta gibi kısa bir sürede aracımız ile 2 bin 600 yolcu seyahat etti. Bu rakam bizim için çok anlamlı. Normalde otonom için Avrupa’da yapılan deneme projelerinde 6 ay boyunca maksimumda 2 bin 600 kişi yolculuk yapmıştır. Otonom e-ATAK’a Fransa, Katar gibi farklı ülkelerden de talepler geliyor” diye konuştu. “Karsan olarak otonom toplu taşıma dönüşümünde öncü olma yönündeki adımlarımızı daha ileriye taşıyacağız” açıklamasını yapan Baş, “Bu anlamda 6’dan 18’m’ye kadar sunduğumuz full elektrikli ürün gamımızı otonom hali getirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Türkiye otomotiv sanayinin önde gelen kuruluşlarından Karsan, İngiltere’de düzenlenen ve dünyanın en önemli mobilite etkinliği olarak adlandırılan MOVE 2022’de, geleceğin toplu ulaşım çözümü sürücüsüz otobüslere yönelik Otonom e-ATAK projelerini anlattı. Etkinlikte konuşmacı olarak yer alan Karsan CEO’su Okan Baş, karbon ayak izini azaltmak, trafikteki sorunları çözmek ve insanlara daha yaşanılabilir alanlar sunmak için çözümün sıfır emisyonlu, çevreci toplu taşıma araçlarından geçtiğini belirterek, “Toplu taşımanın ilk durağı elektrikli. Çevre kirliliğinin en önemli sebepleri arasında yer alan fosil yakıtlı araçlardan çevreci, sessiz ve teknolojik olan yüzde 100 elektrikli araçlara dönüşüm büyük önem taşıyor. 2030’da satılan her iki otobüsten birinin sıfır emisyonlu olacağını öngörüyoruz. Toplu ulaşım çözümün ikinci adımı ise sürücü kaynaklı trafik kazalarını önemli ölçüde ortadan kaldıracak olan sürücüsüz/otonom araçlar.

Binek otomobillerin aksine dünyada otonomun toplu taşıma araçları için en az 10 yıl önden gideceğine inanıyoruz. Karsan olarak biz de bu konudaki farkındalığı artırmayı ve insanların bu işi yapmasına öncü olmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda; otonom toplu taşıma dönüşümünde öncü olma yönündeki adımlarımızı daha ileriye taşıyacağız.

Dünyadaki toplam karbon salınımının yüzde 75’i kent kaynaklı. Küresel düzeydeki karbon salınımının yüzde 20’sinden, en fazla karbon ayak izine sahip 100 kent sorumlu. Dünya nüfusunun 2050’de 11 milyara yaklaşması bekleniyor ve bunun yüzde 70’i şehirlerde yaşayacak. 2030 itibariyle mega kentlerde 6 milyara yakın insanın yaşaması öngörülüyor. Bu, 150 adetten daha fazla 10 milyon kişilik şehir demek” dedi.

Ulaşım talebinin 2030 yılına kadar yüzde 15 artmasının beklendiğini belirten Baş, karbon ayak izini azaltmak, trafik problemini çözmek ve insanlara daha yaşanılabilir alanlar sunmak için çözümün trafikte daha az alan kaplayan mobilite çözümleri olduğunu belirtti. 50 kişinin A noktasından B noktasına ulaşımı, bireysel ulaşımda binek araç ile 50 araçlık büyük bir yer kaplarken, bir otobüsün çok küçük bir alan işgal ettiğini, dolayısıyla da trafik sorununun birinci çözümünün toplu ulaşım olduğunu ifade etti. Ve toplu taşıma ile trafik sorunun önlendiği gibi, karbon salınımının da azaldığını vurguladı.

İlk durak elektrikli, ikinci adım ise sürücüsüz/otonom araçlar

“Çözüm; sıfır emisyonlu, çevreci toplu taşıma araçlarında. Toplu taşımanın ilk durağı da elektrikli. Çevre kirliliğinin en önemli sebepleri arasında yer alan fosil yakıtlı araçlardan çevreci, sessiz ve teknolojik olan yüzde 100 elektrikli araçlara dönüşüm büyük önem taşıyor” ifadelerini kullanan Okan Baş, “Hükümetlerin ve çevre koruma kuruluşlarının zorunlu regülasyonları ve teşvikleri ile birlikte; özellikle otobüs sektöründe 2030’da satılan her iki otobüsten birinin sıfır emisyonlu olacağını öngörüyoruz. Kesintisiz toplu ulaşım çözümünün ikinci adımı ise sürücü kaynaklı trafik kazalarını önemli ölçüde ortadan kaldıracak olan sürücüsüz/otonom araçlar.

Global yönetim danışmanlığı şirketi Mc Kinsey’in araştırmasına göre 2030’da kesintisiz mobilite ulaşımında roboshuttle’ların yüzde 25’lik paya sahip olacağının öngörülüyor. Yolcuların yüzde 60’ının en büyük endişesi güvenlik. Otonom roboshuttle’ların kendi kendine hareket edebilmesi için yollar ile iletişim kuracak sinyalizasyon altyapılarının da hazır olması şart. Öte yandan, gerçek zamanlı otonom araçların iki önemli problemi haritalandırma ve lokasyonunu araç tarafından tanımlanması. Otonom araçlar için sağlam ve hassas bir konumlama ve haritalama yöntemi gerekiyor.

Yolcuların konumları ve varış noktaları gibi kişisel bilgilerini akıllı ulaşım sistemleri ile paylaşmaları önemli bir güvenlik kaygısı olarak görülüyor. Otonom araçlardaki bir diğer endişe ise kaza sonrasında hatanın hangi tarafta aranacağı, sorumlu tarafın araç-üretim yetkilileri mi, yoksa aracın içindeki yolcular mı olacağı konusunun henüz belirli olmaması. Bunun yanı sıra sürücüsüz araçların gerçek trafik koşullarında çalışması da günümüzde özel izinlere tabi. Bu anlamda regülatif düzenlemelerin hazır olmaması teknolojinin gerçek hayata adapte edilmesini geciktirebiliyor.

Otonom dönüşümünün toplu ulaşım için çok daha hızlı olmasını bekliyoruz. Toplu taşıma araçları binek araçların aksine güzergâhları belli araçlar, yani kafalarına göre hareket etmezler. Daima belirli bir alanda gidip gelirler. Yolcunun da aracın da ihtiyaçları ve hareket alanı belirli bir plan dahilinde. Dolayısıyla yol ve trafik koşullarının bilinirliği ve kontrol edilebilirliği gibi etkenler, toplu taşımada otonom çözümlerinin daha kolay uygulanmasını sağlıyor. Bu nedenle, binek otomobillerin aksine dünyada otonomun toplu taşıma araçları için en az 10 yıl önden gideceğine inanıyoruz. Karsan olarak biz de bu konudaki farkındalığı artırmayı ve insanların bu işi yapmasına öncü olmayı hedefliyoruz.

Avrupa ve Amerika’nın 8 metre boyutundaki ilk tam boy Seviye 4 otobüsü Otonom e-ATAK, Michigan State Üniversitesi kampüsünde 5 kilometrelik bir rotada çalışıyor. Ve burada gerçek trafikte öğrencileri, öğretim görevlilerini taşıyor. Bu proje Amerika’da bir ilk. Mayıs itibariyle trafiğe çıkış izinlerini de aldıktan sonra yolcu taşıma hizmetine başladık. Araçtaki hassas haritalama sayesinde, otonom e-ATAK’ın duraklara hassas şekilde tek seferde yanaşarak, sürücü kullanımına kıyasla da yüzde 10 enerji tasarrufu da sağlıyor.

Avrupa’da ilk kez sıradan gerçek bir toplu ulaşım hattında, Karsan Otonom e-ATAK biletli yolcu taşımaya başladı. Bu, Avrupa’da toplu taşımada ilk ve tek örnek. Bu bir pilot rota değil, gerçek bir toplu ulaşım rotası. Rota oldukça kompleks ve zor. Hatta başlangıç noktasında cruise gemilerinin yanaştığı bir iskeleden yoğun şekilde turistler iniyor. Buna karşın Otonom e-ATAK bu yaya trafiğinin üstesinden başarıyla kalkabiliyor. İki hafta gibi kısa bir sürede aracımız ile 2 bin 600 yolcu seyahat etti. Bu rakam bizim için çok anlamlı. Normalde otonom için Avrupa’da yapılan deneme projelerinde 6 ay boyunca maksimumda 2 bin 600 kişi yolculuk yapmıştır. Otonom e-ATAK’a Fransa, Katar gibi farklı ülkelerden de talepler geliyor” diye konuştu. “Karsan olarak otonom toplu taşıma dönüşümünde öncü olma yönündeki adımlarımızı daha ileriye taşıyacağız” açıklamasını yapan Baş, “Bu anlamda 6’dan 18’m’ye kadar sunduğumuz full elektrikli ürün gamımızı otonom hali getirmeyi hedefliyoruz” dedi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*