Audi’den TT ve R8’in elektrikli versiyonlarını geliyor

relektr

Elektrikli mobilite devrimi, otomotiv dünyasında yeni bir çağı başlatıyor. Audi, bu devrimin öncülerinden biri olarak, ikonik modelleri R8 ve TT’nin elektrikli versiyonlarını geliştirmeye hazırlanıyor. Bu stratejik adım, Audi’nin gelecekteki tamamen elektrikli vizyonuna yönelik bir taahhüt olarak öne çıkıyor.

SSP Mimarisi ve Yüksek Performans

Audi’nin Teknik Geliştirme bölümünün lideri Oliver Hoffmann, yeni Scalable Systems Platform (SSP) üzerinde yüksek performanslı elektrikli araçlar geliştirdiklerini doğruladı. SSP mimarisi, Audi’nin elektrikli modellerini daha hızlı ve verimli bir şekilde geliştirmelerine olanak tanıyan bir yapı sunuyor.

Elektrikli TT ve R8 Ne Zaman?

Ancak, bu heyecan verici modellerin ne zaman tanıtılacağı konusunda Hoffmann kesin bir tarih vermedi. Bu durum, meraklı Audi hayranlarını heyecanlandıran bir gizem unsuru olarak kalıyor.

Tamamen Elektrikli Geleceğe Doğru

Audi’nin bu hamlesi, şirketin tamamen elektrikli bir geleceğe doğru attığı bir adım. 2025 yılında son benzinli motorlu modelini piyasaya sürecek olan Audi, 2026’dan itibaren tüm araçlarını elektrikli hale getirecek. Bu da demek oluyor ki, Audi’nin efsanevi V8 motorlu otomobillerini elde etmek istiyorsanız, önümüzdeki birkaç sene oldukça kıymetli.

Q6 E-Tron’un Rolü

Yakın gelecekte Audi’nin odak noktalarından biri, 2024 yılında piyasaya sürülecek olan Q6 E-Tron olacak. Porsche ile birlikte geliştirilen Premium Platform Electric (PPE) mimarisi üzerine inşa edilecek olan bu model, Audi’nin elektrikli araç portföyünde önemli bir rol oynayacak.

SSP Mimarisi ve Volkswagen Grubu

Volkswagen Grubu’nun genel stratejisine göre, Audi’nin gelecekteki elektrikli modelleri SSP mimarisi üzerine odaklanacak. SSP, MEB ve PPE platformlarının öğelerini birleştiren bir yapıya sahip, bu da Audi’nin elektrikli araçlarını daha hızlı ve verimli bir şekilde geliştirebilecekleri anlamına geliyor.

Elektrikli Dönüşüm ve Çevre Dostu Sürüş

Audi’nin elektrikli dönüşümü sadece markasını değil, aynı zamanda Volkswagen Grubu’nun genelindeki yüksek performanslı ve çevre dostu sürüşün yeni bir dönemine de işaret ediyor. Bu, otomotiv dünyasında sürdürülebilir ve yenilikçi bir geleceğe doğru atılan büyük bir adım.